drupal 5.5 sürümünü 6 aralık ta yayına sürdü. drupalin yeni sürümünü bu linkte tanıtan drupal yetkilileri ayrıntıları da resmi sitesinde bulabilirsiniz. buradan ise download edebilirsiniz. hayırlı olsun.
Bunudamı duymadın? Araç Bilgisayar Bilim Donanım Fragmanlar Genel Komedi Magazin Müzik Mobil Oyunlar Son Dakika Spor Teknoloji Uzay Video Yazılım İnternet Yeni teknolojiler Yeni telefonlar yeni haberler Nealaka nealaka ürünler acayip teknoloji teknoloji mobil hayat mobil dünya cep telefonu ilginç ürünler teknoloji harikası ürünler video fragman spor oyun oyunlar yeni oyunlar oyun haberleri
drupal 5.5 sürümünü 6 aralık ta yayına sürdü. drupalin yeni sürümünü bu linkte tanıtan drupal yetkilileri ayrıntıları da resmi sitesinde bulabilirsiniz. buradan ise download edebilirsiniz. hayırlı olsun.
Arkadaşlar bu sıralar aşk filmleriyle kafayı bozmuş durumdayım. Yeni film tavsiye edilmeyince de beğendiğim aşk filmlerini tekrar izliyorum. Bana tavsiye edebileceğiniz etkileyici aşk filmleri var mıdır?
Benim izleyip de çok beğendiğim filmler
***
1) rosenna’s grave(ismi rosenna olarak da geçiyor kimi yerlerder) romantik komedide tek geçerim _mercedes ruehl&Jean reno_mutlaka tedarik et
2) serendipity (john cusack)
3) city of angel (fena deÄŸildir, meg ryan&nicholas cage)
4) ingiliz hasta (juliette pinoche)
Son yıllarda kuÅŸkusuz ki “linux” dediÄŸimizde “o da nedir?” cevabına pek rastlamıyoruz. Artık neredeyse son kullanıcı bile –ülkemizdeki pardus geliÅŸiminin bunda büyük etkisi olduÄŸu şüphesiz– linux deneyimi olmasa bile ne olduÄŸunu az buçuk kavramış niteliktedir.Linux’un geliÅŸmesi tabiki piyasalara da kullanıcı yönünden artı saÄŸlamaktadır. Bu konuyla ilgili desktoplinux‘daki yazılan ÅŸu güzel makaleden edindiÄŸim bilgileri kendi dilim döndüğünce biraz irdelemek istiyorum:
Linux’un bu etkisi kuÅŸkusuz ki milyonlarca insanın gönül vermesi ve son kullanıcıya grafiksel olarak da imkanlar saÄŸlanabilmesi ile gerçekleÅŸmiÅŸtir. Linux’un çeÅŸitli grafiksel ortamları (KDE, Gnome, Xfce)ve uygulamaları sayesinde kullanıcılar kendi isteklerine yönelik iÅŸlemleri özgürce yerine getirebilme olanağına sahip olmuÅŸlardır.
Linux’u öntanımlı olarak satış yaptıkları bilgisayarlara kurarak daha ucuza bilgisayar satabilecekleri fikrini kavrayan ÅŸirketler çeÅŸitli linux dağıtımlarını çeÅŸitli donanımlarıyla birlikte öntanımlı olarak ücretsiz dağıtmışlardır. Bu yüksek fiyatıyla bilgisayarın net fiyatını oldukça yükselten alternatif iÅŸletim sistemlerine büyük bir darbe olmuÅŸtur.
Bu tabiki ticari amaçlı işletim sistemi üreten firmaların ne kadar işine gelmesede mecburen daha elverişli imkanlar sunmak adına fiyatlarını onlar da düşürmek mecburiyetinde kalmıştır.
Görüldüğü üzere linux’un son kullanıcıya piyasa ÅŸartları bakımından da faydası tartışılmazdır. Kendisini kullanmayanlara bile..
Linux ve genel kamu lisansı olarak bilinen GPL lisansının sağladığı özgürlüklerden çeşitli programlar da faydalanmıştır.
Her ne kadar $100 dolara bilgisayar hedeflerine ulaşamayıp $200 doalrla sınırlı kalmış olsalarda günümüzdeki piyasaya göre maddi çok avantajlı bir bilgisayarı çocuklara dağıtmak amacında olan One Laptop per Child adlı uygulamayı unutmamak gerekir.
İşte bu nedenle linux evrenseldir diyorum, son kullanıcıya yararlıdır diyorum, kendisini tekel olarak gören firmalara meydan okur diyorum, kendisini destekledikçe bu şartları sağlama kapasitesi de aynı oranda büyür diyorum, linux özgürlüktür diyorum, ister fanatiklik deyin ister hastalık diyorumda diyorum işte..
İlginç bir paragraf oldu. Umarım bundan sonra oluşacak olan windows-linux tartışmalarında, win kullanıcıları tarafından bu durumlar da göz önünde bulundurulur.
Not: Windows kullanılmaz gibi bir ifade kullanmıyorum, tabiki kullananlar olacak, fakat tartışmalarda genellikle sırf windows kullandığı için linux’u yerin dibine sokanlar oluyor. Ben ms~ uygulamaları kullanmıyorum, win’i yerin dibine de sokmuyorum, sadece beni ilgilendirmiyor o kadar, konu sadece linux’un faydaları üzerinedir. Hiçbir ticari firmanın zararlı olduÄŸunu idda etmemektedir.
Pano mantığında geliştirilen yeni servis ile kişiselleştirilmiş sayfalarda daha önce kullanıcıların haberdar olmadığı servisler bir araya toplanmış.
Home.live.com adresinden ziyaret edilebilecek site kayıtlı kullanıcılara yeni postalarını gösterirken, arkadaşlarından gelen blog postalarını ve Windows Live servislerinden OneCare ve SkyDrive gibi servislere ulaşmalarına olanak tanıyor.
Microsoft bu sayede kullanıcıların ÅŸimdiye kadar haberdar olmadıkları servisleri onlara tanıtmayı amaçlıyor. Google ve Yahoo gibi sitelerde benzer uygulamalar yaparken, Microsoft’un bu rakiplere oranla ne kadar baÅŸarı göstereceÄŸi ise merak konusu.
Aynen baÅŸlıkdaki gibi “wordpress de youtube videolarını eklemek” nasıl oluyor bilgisi olan ve aydınlatmak isteyen arkadaÅŸlar varsa bekliyorum ..
Youtube deki kodları alıp denedım fakat olmadı .
Bunun için eklentimi indirmem gerekecek acaba ?
şurada bulabilirsiniz sorunuza cevabı.
Ä°skorpitx o bir hacker‘mi acaba . Hakkinda çok ÅŸey yazildi, çizildi.microsoft mexica hackledikten (bknz:zone-h kaydi) sonra magazinin gündeminden uzunca bir süre düşmedi. kimine göre bir hacker, kimine göre ise bir lamerdi.deface ettiÄŸi sitelerle bir çok muhabbete meze oldu.17 mayıs tarihinde 1 kerede 21549 + 17000 siteyi hackledigi bir hikayemi, yoksa gerçekmi bunu belkide öğrenemiyeceÄŸiz.türk gençlerinin büyük bir çogunlugu onu örnek alarak bu iÅŸe baÅŸladilar, deface ettigi sitelere iskorpitx’in nickinide yazmayi unutmadilar.Ä°skorpitx Hakkinda yayinlanan makalelerden bazilari:
Iskorpitx : Türk Gençliği Zone-h’yi Aştı, Müthişler-1
Iskorpitx : En Kolay Hack Edilen IIS - 2
Iskorpitx : Zone-h’de Kayıtlı 10.000 Civarı Hacker Var - 3
Iskorpitx : Bizim Yazılımcıların Programlarını Kullanıyorum - 4
http://whyfirefoxisblocked.com adli site firefox’u engellemek için bir kampanya başlatmiş.firefox engelleme kampanyasi başlatmasinin sebebi ise adblock kullanilarak, web site sahiplerinin reklamlarinin bloke edilmesi.
yorum sizin…
bu sitede eğer programlama dilleri araba olsaydı nasıl bir araba olurlardı sorusuna esprili yanıtlar verilmiş.
c, inanılmaz şekilde hızlı giden bir yarış arabasıdır, ama her elli milde bir vitesi düşürmek gerekir..
c++ ,fazladan özelliklerle donatılmış, her 250 milde bir vites düşürülmesi gereken bir yarış arabasıdır. Fakat yanlış yaparsanız kimse nereye gittiğinizi anlayamaz.
java , bir aile station wagon arabasıdır. sürmek kolaydır fazla hızlı gitmez ve kendinizi bu arabayla yaralayamazsınız.
c# aile station vagonun yetenekli halidir.bunu kullandığınız andan itibaren,asla diğer arabaları kullanmak istemezsiniz.
ocaml çok seksi bir avrupa arabasıdır.c kadar hızlı deÄŸildir.fakat asla vites düşürmez.az zamanda az yol alırsınız.bununla birlikte o bir Fransız’dır,kontrol tuÅŸlarının hiçbiri olması gerektiÄŸi yerde deÄŸildir.
haskell arazide gidebilmesi için inanılmaz derecede zarif bir şekilde tasarlanan arazi aracıdır.onu sürmeyi denerseniz gerçekte süremezsiniz.sadece onun ve yolun kopyalarını sürersiniz.gerçek bir yolda böyle bir arabayı sürebilmek için yeteri kadar matematik bilmelisiniz.
diğer şekliyle gerçek bir araba değildir.nasıl sürüldüğünü ve neler olması gerektiğini ayrıntılı olarak ona anlatmanız gereken soyut bir araçtır.onu gerçekten sürmek için başka bir aracın(beton kamyonu gibi) içine koymalısınız.beton kamyonuna nasıl gitmesi gerektiğini söylemene gerek yoktur.soyut araçları beton kamyonunun içine alması için tek yol vardır,soyut bir araç yapmak.
lisp görünüşü bir arabaya benzer,fakat siz onu yeteri kadar zorlayarak bir uçak ya da denizaltıya çevirebilirsiniz.
prolog tam otomatiktir.siz ona yolunuzun neye benzediğini söyleyin o sizin için bütün yol boyunca gitsin.bununla birlikte duracağı yeri ona belirtmelisiniz.
perl hoş ve ilginç bir arabadır.ama kullanma kılavuzu anlaşılmazdır.perl marka bir arabayı kullanmayı öğrenebilseniz bile diğer arabaları kullanmayı beceremezsiniz.
python tam bir acemi arabasıdır,ehliyetiniz olmasa bile kullanabilirsiniz.zorlu bir arazideyseniz ve hızlı gitmek istemiyorsanız başka bir arabaya ihtiyaç duymazsınız.
smalltalk araba kullanmayı yeni öğrenenler için tasarlanan küçük bir arabadır.o kadar iyi tasarlanmıştır ki usta sürücüler de kullanabilir.fazla hızlı değildir ve siz onun herhangi bir parçasını sökebilir,istediğiniz şekle çevirebilirsiniz.ilginç olan şey sizin aslında onu kullanmadığınızdır.Nasıl gideceğini ona anlatmanız gerekir,anlamazsa neyi anlatmak istediğinizi size sorar.
ruby perl,python ve smalltalk arabalarının kavşakta birbiriyle çarpışması sonucu oluşmuş bir arabadır.Japon bir mekanikçi parçaları buldu ve birçok insanın hayalinden daha iyi bir araba yaptı.
erlang gitmek istediğiniz yer için sizinle işbirliği yapan bir araba filosudur.filodaki bütün arabaları tek ayakla kullanabilirsiniz.Ama önce sert arazi koşullarında nasıl kullanacağınızı öğrenmeniz gerekir.birden çok araba kullandığınız için birkaçının kırılması önemli değildir.
fortran hayli ilkel bir arabadır.düz yolda çok çabuk gider.bir fortran arabayı kullanmayı öğrenmenin diğer arabaları kullanmayı öğrenmeye engel olduğuna inanılır.
cobol bir araba olduğu düşünülebilir.ama hiçbir onurlu sürücü onu kullandığını itiraf etmez.
forth parçalardan kendinizin yaptığı bir arabadır.diğer arabalara benzemeyebilir.fakat sadece geriye gider.
assembly sade bir arabadır.bu arabayı kendiniz inşa etmek zorundasınız ve giderken gazı elle verirsiniz.dikkatli kullanırsanız o cehennemden çıkan bir yarasa gibi gider.
eiffel yan koltukta fransız bir öğretmen bulunan arabadır.size kullanmayı çabukça öğretir ve sizin hatalarınızdan ders çıkarır.ama onunla tartışmaya kalkmayın.ya size hakaret eder ya da sizi arabadan atar.
yalnızlık ve melankoli nin ressamıdır Edward Hopper.Resimlerindeki ana tema kalabalık içinde de olsa yalnız kalmış,itilmiÅŸ,dışlanmış,yok sayılmışlıktır.Edward Hopper ın resimlerinde gördüğümüz yalnızlık seçilmiÅŸ,isteyerek elde edilmiÅŸ yalnızlık deÄŸil,terk edilmiÅŸliktir daha çok.Edward Hopper ın resimlerini poster olarak ta çok sık görürüz.Hatta o kadar çok yerde görürüz ki zamanla bilinç altımıza bile iÅŸlemiÅŸ olabilir.GittiÄŸimiz bir cafe,lokanta yada bir arkadaşımız odasının duvarında hiç ressamını bilmeden göz ucuyla bakıp geçeriz belki de, ama göz ucuyla bile baksak Edward Hopper tabloları mutlaka bir yerlerimizin eksik kaldığını bize iletebilir.Hopper ın resimlerinde evinden uzakta,terk edilmiÅŸ figürlere çok sık rastlarız.Hopper “Resim yaparken amacım hep,doÄŸanın içselleÅŸtirilmiÅŸ ifadesinin en ÅŸaÅŸmaz kopyasını yapmak olmuÅŸtur” diyerek aslında resimlerinin bütününü de çok güzel bir ÅŸekilde anlatıyor.
istanbul’da barajların doluluk oranları bildiÄŸiniz üzere günden güne düşüyor. buna baÄŸlı olarak kaçınılmaz bir ÅŸekilde su kesintileri iyiden iyiye artmaya baÅŸladı… bunlar da zamanında önlem almayan, uyarı yapmayanlar…