“Geek” kelimesi Türkçe’ye tam olarak nasıl çevriliyor, bilmiyorum. Sözlükteki karşılığı “garabet”. Bu karşılık bir yanıyla dogru, bir yanıyla yanlış. Geek, uÄŸraÅŸtığı ÅŸey artık neyse bir süre sonra kendini fazla kaptırdığı için toplumsal yaÅŸam içerisinde sıkıntılar yaÅŸayabilir. Öte yandan geekler çoÄŸunlukla zararsız, kendi halinde, hatta sevimli insanlardır. Sanırım kısaca, “kendisini bir ÅŸeye fazla kaptıran kiÅŸi” olarak tanımlayabiliriz. Özellikle bilgisayarın yaygınlaÅŸmasıyla bilgisayar ve Internet geeklerinin sayısı her geçen gün arttı. Fazlasıyla kendi alanlarına özgü ÅŸeylerle uÄŸraÅŸtıkları için çoÄŸu zaman bu insanlar kendi küçük forumlarından, düşük hitli bloglarından kafalarını çıkarmazlar. Biraz da bu yapıları yüzünden çokca espri konusu olurlar.
Bugün posta kutuma düşen bir iletide Understanding Art for Geeks sitesi ilgimi çekti. İlginç sayılabilecek pek çok çalişma var. Özellikle kod yazanlar için resimlerin kendileri kadar altlarındaki yorumlar da ilgi çekici olacaktır. Sonra biraz aramayla Geek Art, Best of Geek Art gibi sayfalara ve Art by Geek adlı bir siteye rastladim. Her ne kadar bu sonradan gördüklerim ilk site kadar tat vermese de zaman zaman posta kutumuza forward mail olarak gelen çalışmaları bir arada görmek güzel oldu.
Konuyla ilgili bir de makaleye rastladım. Mark Stevens, New York Art Magazine‘daki “Geek Art” adlı makalesinde geliÅŸen bilgisayar teknolojisiyle birlikte geleneksel sanat araçlarina bağımlılıktan kurtulan pek çok insanın bilgisayarın başında gerçek bir sanatçının sahip olduÄŸu olanaklarla dijital sanata (digital art) sunduklari katkılari deÄŸerlendirmiÅŸ. Bu makale tek başına daha derin bir incelemeyi hak ediyor diye düşünüyorum.